Kestel Online’da yayınlanan Pazar Sohbeti programına katılan Milliyetçi Hareket Partisi Kestel İlçe Başkanı Tarkan Toraman, Pandemi sürecini, Pandemi sürecinde parti çalışmalarını, yaşanan sel felaketini ve Kestel’i değerlendirdi.
Pandemi Sürecinde Devletimiz Çok Güzel Adımlar Attı
Yapılan tüm çalışmalardan şahsen ben gerçekten memnunum. Doğru yaklaşımlarla doğru adımlarla bu süreci en iyi şekilde idare etmeye çalıştılar. Bu anlamda öncelikle sağlık bakanımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Yani içinden geldiğim meslek olarak, emniyet mensubu olarak terörle mücadele kapsamında bir sürü mücadeleler vermiş bir insan olarak bugün sağlık çalışanlarımızı da aynı perspektifte değerlendirebiliriz. Onlarda millet adına ülke adına gerçekten bir seferberlik halinde çok ciddi görevler yaptılar, hala yapıyorlar. Çok büyük riskler alarak işlerini yaptılar. O anlamda hepsine teşekkür ediyorum. Çalışmalarında da başarılar diliyorum. Başarılı çalışmalar yürütüyorlar. İnşallah bu süreci en kısa zamanda en az zayiatla atlatabiliriz.
Kestel’de 450 Ailemize Kendi İmkanlarımızla Gıda Yardımı Yaptık
Süreç içerisinde elbette Kestel’de yaşayan insanlarımız halkımız olumsuz birçok yönde etkilendiler. Psikolojik olarak etkileri oldu bunun toplumun üzerinde, özellikle kısıtlamalar kapsamında insanların sokağa çıkamaması, yaşlılarımızın o başımızın tacı olan, gerçekten ben hep öyle addederim onları büyüklerimiz bizim başımızda velinimettir. Töremizden gelen kültürümüzden gelen bir anlayıştır bu zaten. O insanların evlerinde kapalı kalmaları ciddi sıkıntılar oluşturdu. Gençlerimiz, herkes evden çıkamadılar. Bu süreç içerisinde özellikle sanayi ağırlıklı olan Kestel’imizde çalışan insanlarımızın işlerine gidememeleri ekonomik anlamda sıkıntılar yarattı. Haliyle bizimde Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Teşkilatı olarak bu durumdan uzak durmamız mümkün değildi ki insanların dertleri, halkımızın dertleri bizim hassasiyetimizdir. Onların sorunları bizim sorunlarımızdır. Bu anlayışla hep yaklaştık. Kestel’imizde yaşayan her insana ulaşmaya çalıştık her anlamda. Yaptığımız çalışmalar çerçevesinde yaklaşık 450 aileye gıda yardımı yaptık. Bunu tamamen teşkilatımızın kendi imkânları çerçevesinde gerçekleştirdik. Bir kısım ailemize eşya yardımı yaptık. Yine aynı salgın süreci içerisinde kamu kurumlarımızın özellikler kaymakamlığımızın bünyesinde yürütülen sosyal vefa derneği kapsamında orda arkadaşlarımızı görevlendirerek onlara yardımcı olmaya çalıştık. Kestel Ülkü Ocakları gençlerimizle birlikte evinden çıkamayan yaşlı büyüklerimize ihtiyaçları çerçevesinde, tedbirlere uyarak tabi ki, gerekli ihtiyaçların temin edilmesi anlamında yardım ellerimizi uzattık ilettik. Kendilerine yardımcı olmaya çalıştık.
Devletimizin Aldığı Tedbirlere Duyarlı Olalım
Tabi süreç henüz tamamlanmış değil. Ne yazık ki şu bir hafta, on günlük yasakların kalktığı normalleşme sürecinin başladığı bu dönemde ne yazık biraz rehavete kapıldığımız için sanırım insanlar bu tedbirleri bir kenara bırakıp hareket ettikleri için salgında ciddi bir artış gözlemlendi. Bunu ilgili sağlık kuruluşlarıyla da ilgili mercilerle de istişare ediyoruz, takip ediyoruz tabi ki. Bu anlamda kısmen de olsa sıkıntılar yaşanıyor. Bu kapsamda özellikle tavsiyem ve insanlardan ricam şudur; ilgili kurumların almış oldukları tedbirler kapsamında mutlaka duyarlı olunması gerekiyor. Tedbirlere uyalım. Bu neticede bizim bireysel sağlığımız için önemli. Onun haricinde karşımızdaki insan üzerinde de etkili bir durum. Yani kendimizde var olanı bir başkasına bulaştırmamız, böyle ölümcül bir hastalığı başkasına bulaştırmamız, hem insani değerler çerçevesinde doğru değildir hem inancımız çerçevesinde bir vebaldir. Dolayısıyla insanlarımızdan rica ediyorum lütfen tedbirlere uyalım maske, mesafe ve dezenfektan kurallarına uyalım.
Dudaklı ve Kayacık Mahallemizde Bizleri Yürekten Yaralayan Bir Felaket Yaşadık
Bizleri gerçekten derinden üzen yürekten yaralayan bir süreç yaşadık şu üç dört günlük süreç içerisinde. Ne yazık ki özellikle Narlıdere ve Dudaklı mahallelerimizde can kayıplarına neden olan, insanlarımızın canını kaybettiği bir sel felaketi yaşandı. Orada rahmetli olan kardeşlerimize, insanlarımıza ben Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Onların acısı bizim acımızdır.
Meyve Ağaçlarımızda %60 Sebze’de İse %100 Zarar Mevcut
Tabi ki bu can kayıplarının haricinde sadece Narlıdere değil, Dudaklı değil; Bursa’mızı genel anlamda etkisine alan mevsim normallerinin üzerinde bir yağış olması vesilesiyle, dağ bölgesi olarak tabir ettiğimiz Uludağ’ın eteklerindeki köylerimiz, yine ova bölgesi olarak addettiğimiz Narlıdere’nin üzerinde Dudaklı, Barakfakih, Serme mahallelerimizin içerisinde bulunduğu, yine Erdoğan Köy, Turan Köy gibi mahallelerimizin de içerisinde bulunduğu tarım alanlarında ciddi anlamda zaiyatlar ve zararlar oluşmuştur. Bahsettiğimiz bu köylerde özellikle Narlıdere ve Dudaklı mahallerimizde tarım alanlarında çok ciddi zaiyatlar oluştu. Bu mahallelerimiz ova mahallelerimiz, çoğunlukla sebze üretiminin meyve üretiminin yapıldığı hatta yurtdışına ihracat yapılan çok güzel ürünlerimiz var Kestel’imizin. Bu anlamda Kestel’le bütünleşen meyve ağaçlarımızda, muhtarlarımızla ve çiftçilerimizle yaptığımız görüşmelerde şunu tespit ettik %60’a varan zararlar mevcut ne yazık ki. Onun haricinde sebze ekilen tüm alanlarımızda %100’e varan zarar gördüğü, tamamen yok olduğu. Tarlalarımızın alanlarımızın kumla, mille kaplandığı gözlemledik. Dağ yöresi olarak belirttiğimiz Uludağ’ın eteklerindeki Kozluören, Aksu köyümüz ve diğer mahallelerimizde özellikle üzümsü meyve olarak tabir edilen ahududu, böğürtlen üretiminin çok yoğun olduğu, Türkiye’de üretilen bu üzümsü meyvelerin %80’ine varan oranda üretiminin yapıldığı mahallelerimiz buralar. Ne yazık ki bir hafta öncesinde gerçekleşen şiddetli dolu mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşen dolu ve yağmur neticesinde bu meyvelerimiz de tam anlamıyla zarar görmüştür. Çiftçimiz, köylümüz bu anlamda ciddi bir sıkıntı içerisine girmiştir.
Genel Başkan Yardımcımız Sn. Vahapoğlu Bu Konuyu Ankara’da Gündeme Getirecek
Bütün bu gelişmeleri biz ilçe teşkilatı olarak yakından takip ediyoruz olayın başladığı andan itibaren, komisyonumuzla beraber meclis üyelerimizle beraber, hatta genel başkan yardımcımız Bursa Milletvekilimiz Sn. Hidayet Vahapoğlu Beyefendi, il başkanımız, il yöneticilerimiz hep beraber bahsettiğimiz bu köylerde; Dudaklı ve Narlıdere mahallelerimizde özellikle yerinde incelemeler yaptık. Orada gerekli tespitlerde bulunarak bunları notlarımız arasına aldık. Bunu Kestel’imizde devlet kurumları nezdinde en üst düzeyde dile getiriyoruz. Gerek Kestel belediye meclisinde ve gerekse büyükşehir belediye meclisinde bunlar dile getirilerek inşallah zarar gören vatandaşlarımızın zaiyatlarının en kısa sürede telafi edilmesi yönünde çalışmalarımıza başladık. Aynı zamanda genel başkan yardımcımız Sn. Vahapoğlu da bu konuyu Ankara’da gündeme getirecek, meclisimizde bu görüşülecek. Devletimiz bütün kurumlarıyla vatandaşın yanında. Bunu daha önceki olaylarda da gördük, o anlamda hiçbir kuşkumuz yoktur. Burada yaşadığımız bu sıkıntılı süreçte de şunu tespit ettik ki; gerçekten biz güçlü bir devletiz. Millet olarak gerçekten dirayetli bir milletiz. Yardımlaşmayı seven, en küçük bir olumsuzluk durumunda hemen kalkıp koşan, komşusu açken tok yatan bizden değildir felsefesiyle hareket eden bir millet olduğumuz için inşallah bu süreci en kısa sürede en az zaiyatla atlatmaya çalışacağız. Köylerimizde, mahallelerimizde özellikle yerleşim alanlarında zarar gören vatandaşımızın zararları şu kısa süre içerisinde devlet tarafından büyük oranda giderildi. Gerekli temizlikler yapıldı, ikametlerdeki kum birikintileri temizlendi. Yaş anlamında belediyelerimiz, diğer STK’lar, dernekler, kooperatifler, Kızılay’ımız, AFAD’ımız elbirliğiyle buradaki insanların yanındayız. O anlamda tabi yapılacak başka ne varsa bizde halkımızla, insanlarımızla görüşüyoruz. Gece gündüz onların yanındayız ve umuyoruz en kısa zamanda bu afetin olumsuzlukları bertaraf edilecektir.
Fabrika Bacalarıyla Evlerden Çıkan Soba Bacalarının Aynı Noktada Tüttüğü Bir Kestel
Ne yazık ki son yıllarda sanayi sektörünün Kestel istikametine genişlemiş olması artık sanayiyle yerleşim alanlarının iç içe girdiği, fabrika bacalarıyla evlerden çıkan soba bacalarının aynı anda, aynı noktada tüttüğü bir Kestel oluştu. Bu tabi ki gerek hava kirliliği anlamında gerekse tarım alanlarına vermiş olduğu sulama sularına katkılarından dolayı vermiş olduğu zararlarda ciddi sıkıntılar oluşturuyor. Yapılan incelemelerde özellikle kanser vakalarının Kestel’imizde çok yaygın olduğu bir tespittir, bu doğrudur. Bu konularla alakalı devletimizin ilgili kurumları sanayi işletmeleri içerisindeki tabi ki yasalar çerçevesinde gerekli adımları atıyorlar. Gerekli tedbirlerin alınması fabrika sahipleri işletmeciler nezdinde gerekli yatırımların yapılması anlamında bütün yasal süreç içerisinde tedbirler alınıyor. Ne derece sağlıklı? Elbette ki sağlıklı değil. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın, sanayiyle yerleşim alanlarının iç içe olması gerçekten sıkıntı oluşturuyor. Sanayi elbette ki gereklidir. Bir ülkenin ekonomisi için sanayileşmemiz gerekir. Sanayiye önem vermemiz gerekir. İşvereni, işletmeciyi her anlamda desteklememiz gerekir ama bunu kurgularken, organize ederken kesinlikle yerleşim alanlarının dışında kalmasına dikkat etmek gerekiyor. Geldiğimiz noktada; Kestel Organize Sanayi Bölgesi, Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi, Gürsu Uludağ Organize Sanayi Bölgesi üç tane organize sanayi bölgesi ortasında kalmış bir Kestel var. Bunlar yetmiyormuş gibi bunun haricinde yine eski İnegöl yolu olarak tabir ettiğimiz Çataltepe mahallemizin hemen üst kısmında geniş bir sanayi alanı planlandı, kurgulandı, hayata geçirildi. Buradaki faaliyete geçecek sanayinin de Kestel’imize ve de Uludağ’ın eteklerinde bulunan doğal güzelliklerimize, doğal zenginliklerimize ciddi anlamda zarar vereceğini düşünüyorum. Bu proje yapıldı, umuyorum ki tedbirler en üst aşamada alınır. Şu an Kestel’in içerisinde yaşadığımız gerek hava kirliliği anlamında gerek toprak kirliliği anlamında gürültüyü zaten katmıyorum, bu sıkıntıları yeni yapılan bu sanayi çevresinde yaşamayız.
Kestel Doğa Güzellikleri Açısından Bursa’da Eşi Benzeri Olmayan Bir İlçe
Kestel’imiz sosyal açıdan, kültürel açıdan çok önemli değerlere sahip gerçekten. Doğa güzellikleri anlamında Bursa’da eşi benzeri olmayan bir ilçemiz. Diğer yerleşim alanlarıyla kıyasladığımızda değerlendirdiğimizde Kestel’imizde olan özellikle Uludağ’ın eteklerindeki o yeşil alan Bursa’mızın başka bir yerinde yok. Bu sebeptendir ki zaten, gerek Nilüfer’de gerek Osmangazi’de yani diğer ilçelerimizde yaşayan insanlarımız bugün bakıyoruz, Saitabat mahallemizde, Derekızık mahallemizde, Aksu, Kozluören ve diğer bütün mahallelerimizde gelip yer almak, tarla almak, burada kendisine küçük bir kulübe yapıp hayatını burada idame ettirmek düşüncesi içerisindeler. Bunun yanında yine bu doğal güzellikleri çoğunluğu Arap turistler olmak üzere ciddi bir turizm potansiyeline sahip bir doğaya sahibiz. Bunlar göz ardı edilmemeli, bu değerler göz ardı edilmemeli, mutlaka planlamalar yapılırken bunlar dikkate alınarak Kestel’imizin daha nezih, daha yaşanabilir, huzur ve refah seviyesinin çok daha yüksek olduğu bir yerleşim alanı haline getirmemiz bizim düşüncelerimiz planlarımız içerisindedir. Bir gün inşallah erk sahibi olursak bu planlarımızı ve bunun dışında tabi ki parti politikalarımız içerisinde olan düşüncelerimizi o gün geldiğinde inşallah uygulamaya geçireceğiz. Kestel’i bugün var olduğu durumundan çok daha yukarılara çıkaracağız. Düşüncelerimiz ve inancımız bu yöndedir.